Emirdağ İmam Hatip Lisesi

Emirdağ İmam Hatip Lisesi

İMAM-HATİPLER ATATÜRK'ÜN ESERİ

İMAM-HATİPLER ATATÜRK'ÜN ESERİ
PDF Print E-mail
Gurbetçi tarafından yazıldı    
Salı, 10 Kasım 2009 22:05

İmam Hatip Liseleri bu ülkeyi meydana getiren Anadolu insanının içinden çıkan en önemli toplumsal yansımalardan birisidir. İmam Hatip Liseleri, hemen her iktidar döneminde olumlu ya da olumsuz bakış açılarıyla şekillenen tartışmaların odak noktası olurken, bugün de gündemdeki yerini koruyor. Türkiye;nin en önemli yapı taşlarından biri olan bu okullar, doğdukları Milli Mücadele yıllarından bugüne kadar, daima gündemde ve sosyal bir gerçek olarak varlıklarını muhafaza etmişlerdir. Mustafa Kemal Atatürk;ün başkanlığında toplanan ilk meclis daha açıldığı ilk günlerde eğitime önem vermiştir. Kurtuluş Savaşı yıllarında ülke henüz kurtulmamışken ilk mecliste yapılan görüşmelerde dini eğitim almış öğrenci yetiştiren okullar açmak ve vicdanlı evlatlar yetiştirmekti. İmam-Hatip Liseleri;nin çekirdeğini oluşturan okullardan Daru;l-Hilafe 1921 yılında kuruldu. Daru´l-Hilafe bugünkü İmam-Hatip liselerimizin bir nevi ilk versiyonu gibi.(teşbihte hata olmasın). Henüz "İmam Hatip" ismi geçmese de okulların müfredatı, bugün de İmam Hatip Liseleri´nde okutulan müfredatın benzeri bir şekilde düzenlenmişti. Yani dini eğitim ile fen ve matematik gibi müspet bilimleri aynı müfredatta birleştirmekteydi.
Daru´l-Hilafe´yi ziyaret eden Atatürk, "Memnuniyetle görüyorum ki eğitim ve öğretim cidden dinî hakikat içerisindedir. İnşallah aranızdan Farabiler, İbn-i Sinalar çıkacak" demişti.
Bugün Matematik, Fizik, Kimya;nın yanında Kur´an-ı Kerim, Arapça, Hadis gibi dersleri gören İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin sadece imam ya da müftü olmak zorunda bırakılmasına karşılık, Atatürk´ün hem dini hem de fen ve sosyal bilimleri aynı anda öğrenen öğrencilerin okuduğu okulu denetledikten sonra söylediği sözler tarihe çok çarpıcı bir kayıt olarak düşülüyor. Bugün İHL mezunlarını sadece imam ya da müftü olmaya zorlayanların gerekçelerini de çürütüyor.(Çok şükür artık yönetmelik değişti).
Türkiye Büyük Millet Meclisi´nce açılarak sayıları 465´i bulan ve hem fen bilimleri, hem de dini bilimlerin bir arada verildiği bu ilk Cumhuriyet okulları yavaş yavaş kapatılmaya başlandı. 1931-1932 ders yılında ise son iki tane kalan bu okullar da kapatılarak, İmam-Hatip Mektepleri tamamen kapatıldı. Kapatılma gerekçesi ise talep azlığı idi. Yani o zaman ki milli eğitim bakanı memleket meseleleirne o kadar uzakmış ki kısa zamanda 500'leri bulan bu okulların nasıl olur da talep azlığından kapatıldığını ileri sürebilir.
Aslında bu yazımda ben sadece Atatürk dönemini kapsayan bir yazı düşünüyordum. Ama imam-hatiplerin çekirdeğini oluşturan bu okulların kapatılmasından tekrar açılıncaya kadar geçen zaman içerinde (16 yıl) meydana gelen dört önemli olayı anlatmadan geçemeyeceğim.
*** Demokrat Partili Millet Vekili anlatıyor: İstanbul´da iki Türk gencinin Mukaddes Tevrat, İncil Kitaplar Şirketi Müessesesi Başkanı´na yaptığı müracaata tanık oldum. Gençler ´Vicdanımızın manevi gıdaya ihtiyacı olduğunu hissediyoruz. Memleket muhitimiz bize bu gıdayı temin edemiyor. Bizi Hıristiyan yapınız´ diyordu"
*** "Hıristiyan ve Musevî Türk cemaatleri kendileri için mektepler açmışlar orada papazlar yetiştirmişler... Köylülerden işittiğim bilgilerle söyleyeyim ki, köylülerin ölülerini gömecek imamları yoktur. Bugün memleketimizde, kumar almış yürümüş, içki almış yürümüş, Dinsiz bir milletin memleketinde hiçbir korku kalmaz. Anaya babaya, büyüğe itaat kalmadı. Çocuklar Allah nedir deyince Allah´ın ne olduğunu bilmiyor, tanımıyor..." diyor.
*** ''Bir köyde cenaze namazı kıldıracak tek bir kişi bile bulunamamış ve zavallı Müslüman köylü namazı kılınmadan defnedilmiştir. Bunun üzerine halk galeyana gelmiştir" bu tepkiler üzerine tekrar imam-hatip liseleri açılmaya başlamıştır(1949)''.
Bir olay da be anlatayım: Yıl 1996-97 İmam-hatip liselerinin orta kısımlarının kapatıldığı yıl. O yıl okulumuza bir müfettiş geliyor. Tüm okul ön bahçede toplanıyoruz. Müfettiş okul müdürümüzden kız öğrencilerimizden tesettürlerini açmalarını istiyor. İşte o anda kız öğrencilerimiz çaresiz ağlayarak boyunlarını eğiyorlar. İşte 28 şubat zihniyetinin ve halen devam eden zihniyetin gerçek yüzü bu. Eğer bir yerimizi açarak medeni ve modern olacaksak..(!). Bu sadece küçük bir olay bundan sonra mağdur olan kardeşlerimizin sayısı milyonları aştı.(öğretmen, müdür, asker, polis vs.)
SON SÖZ: Bugün gerçek Atatükçü ve milliyetçi halkımız, Atatürk'ün açtığı okulları iyi tanımış ve benimsemiştir.. Bügün Atatürk'ün ölüm yıl dönümü, çocuklarımıza acaba yeterli bilgiyi verebiliyormuyuz? Bu kutsal vatanın için herkarışında savaşmış,yılmadan usanmadan hercephesinde zaferler kazanmış, bizlerin adını michel veya mark olmaktan kurtaran ulu önderi tanıtabiliyormuyuz?Cumhuriyetçi ve Atatürkçü geçinenlerin Atamızın kemiklerini nasıl sızlattıklarına şahidiz. Bu vesile ile Ulu Önder Atatürk'ü, milli mücadele ve tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum...
Saygılarımla...

Son Güncelleme: Salı, 10 Kasım 2009 22:05
Bugün 11 ziyaretçi (14 klik) kişi burdaydı!

Ayın Portresi


Mustafa Ağdacı

Yazarlar

Gurbetçi
Tahsin İnce
Mutlu Özkara
İsmail Köksal

Slide Show

Günün Sözü

Reklamlar




Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol